“Niksar Bakımı aslında insanın kendisiyle yüzleşme cesaretidir,” diyor Hakan Erkan. Bu söz, Niksar Bakımı’nın temelinde yatan düşünceyi net şekilde ortaya koyuyor: Kişinin yüzü, onun geçmişini, bastırdığı duyguları ve taşıdığı yükleri gözler önüne seren bir harita.
Desenler Her Şeyi Söyler
Hakan Erkan’ın geliştirdiği özel “Niksar malzemesi”, yüzünüzün yer aldığı bir fotoğraf üzerine döküldüğünde, dış müdahale olmadan kendi desenlerini oluşturur. Bu desenler, rastgele lekeler değil; kişinin iç dünyasını yansıtan, kişisel bir alfabenin harfleri gibidir.
Erkan şöyle açıklıyor:
“Her bireyin deseni ona özgüdür. Bu motifler, evrenin kişiye söylediklerinin görsel ifadesidir. Benim görevim, bu dili çözümlemek; kişinin karakterini, güçlü ve zayıf yönlerini, geçmişte yaşadığı bazı olayları ve gelecekte karşılaşabileceği olasılıkları yorumlamaktır.”
Peki Büyü Nasıl Fark Edilir?
Niksar Bakımı bir fal değildir. Ama kişi üzerindeki bazı baskıların, açıklanamayan ruhsal ağırlıkların ya da süreklilik gösteren olumsuzlukların nedenini ortaya koyabilir. Eğer desenler tutarsız, karışık ya da belli bir baskı hissi veriyorsa, bu durum kişinin dışsal bir etkiyle (büyü, manipülasyon, yönlendirme gibi) yıprandığını gösterebilir.
Ancak bu teşhis bilimsel bir test değil; kişinin iç dünyasına dair görsel bir değerlendirmedir. Büyü şüphesi varsa, Niksar Bakımı bu etkiyi işaret eden motifleri gösterir ama yorum her zaman bireyin yaşam deneyimi ve ruhsal dengesiyle ilişkilidir.
Sonuç
Büyü olup olmadığını anlamak için medyumik açıklamalara ya da spritüel gösterilere gerek yok. Hakan Erkan’ın yöntemi, yüzünüzün anlattığı hikâyeyi okumak üzerine kurulu.
Desenlerdeki karmaşa, blokajlar ya da tekrar eden şekiller, üzerinizde açıklayamadığınız bir ağırlığın izlerini taşıyor olabilir.
Gerçek soru şu: Kendinle yüzleşmeye hazır mısın?